Fatma Ocak ve kızı Emel Balıkçı “Ömer Lütfi” Derneğinde yeni kitaplarını tanıttılar
[15 Haziran 2011]

Dün akşam “Ömer Lütfi” Kültür Derneğinde Fatma Balıkçı Ocak’ın “Selçe-Stomanovo (Çelikli)” ve kızı ünlü şair ve yazar Emel Balıkçı’nın “Yürük Laneti” adlı kitapları tanıtıldı. Çok sayıda Kırcaalilinin ve önde gelen Türk aydınlarının bulunduğu tanıtıma Ardino’nun kültür çevresine mensup misafirler de katıldı. Ev sahibi konumundaki derneğin müdürü Müzekki Ahmet herkesi selamladıktan sonra, müellifleri sahneye davet ederken “Rodop Türk Edebiyatına büyük katkıda bulunan iki değerli yazar” diye tanıttı. Sayın Ahmet, onlara Bulgaristan Türk Edebiyatına katkılarından dolayı şükranlar sundu ve gelecekte de onların başka güzel kitaplarını dernekte tanıtma imkanı bulmalarını ümit ettiklerini ifade etti.
Kırcaali’nin ünlü avukat-yazarı Mustafa Bayramali, 88 yaşındaki Fatma Ocak ve onun Türkçe ve Bulgarca yazılmış anı kitabıyla ilgili hazırladığı ayrıntılı bir eleştiri sundu. Fatma Nine Orta Rodopların Smolyan ilinin Selçe köyünde dünyaya geliyor ve evlendiği Çelikli’de ömrünün çoğunu geçiriyor. O, altı çocuk dünyaya getiriyor. Kitabında da bu köylerle ilgili edindiği bilgileri aktarıyor. Totaliter dönemde bir yazarın iktidarın ısmarlamasıyla yazdığı bu bölgenin tarihine ait kitaptan esinleniyor. Mustafa Bayramali, kitabın dilinin Türkçe’nin Rodop şivesi olduğunu belirtti. Eleştirmen, “Kitabın canlı anlatımı yazarın ele aldığı yerlere vurgun olduğunu, yurdunu, yuvasını seven bir Rodop kadını olduğunu gösteriyor” dedi. Fatma Ocak’ın yöre halkının isim değiştirme kampanyaları esnasında yaşadığı acı olayları da paylaştığı açıklandı. İlk önce Çeliklilerin 1912 yılında Balkan Savaşı esnasında Batı Trakya’ya kaçarak canlarını kurtardıklarını, dönenlerin isimlerinin değiştirildiğini anlatıyor, daha sonra 1934 ve 1972 Bulgarlaştırma kampanyalarına değiniyor. Bunun ise, yöre halkını Türklükten ve Türkçeden uzaklaştırmak amaçla yapıldığını belirtiyor. Fatma nine yöre halkının kökünü araştırıyor ve Anadolu’dan gelen Yürükler ve Selanikli Türkler 1686’da Budin-Budapeşte kalesinin Hristiyan Birleşik Güçleri tarafından ele geçirilmesinden sonra İmparatorluğun iç kısımlarına kaçan Müslümanlardan ibaret olduğunu gerçekleriyle kanıtlıyor. Balkan Savaşından sonra ise bu bölgeye Bulgarların azar azar yerleşmeye başladıklarını belirtiyor. Türk bilinçleri yüzünden kendisinin ve ailesinin çektiği çileleri öne sürüyor. Fatma nine kitabında iştirak ettiği bayramları, düğünleri, kına gecelerini, Hıdrellez şenliklerine de değiniyor. Ayrıca kitaptan müellifin Müslümanlığa aşık biri olduğu anlaşılıyor. Babası Ocak’ın din kitapları elinden alındığı sırada o, “Mevlidi Şerif”i korumayı başarıyor.
Fatma nine kitabında demokrasi değişimlerden de memnun olmadığını ifade ediyor. En çok doğanın ve insanın dengesinin bozulmasından yakınıyor. Mustafa Bayramali, Fatma Ocak’ın ilk kitabı ömür boyu toplayıp yazdığı 500’den fazla Türkçe türküler içeren “Anamın Türküleri” olduğunu hatırlattı.
Fatma nine kitap tanıtımını yapanlar ve katılan herkes için “Cenabı Allah razı olsun!” dileğinde bulundu. Yaşlı kadın, “Hiç böyle niyetimiz yoktu, ama bu günlere de erdik” dedi.
Emel Balıkçı’nın da Türkçe ve Bularca yazılan kitabını Kırcaali’nin gözde şairlerinden Habibe Hasan iki dilde tanıttı. O, Emel Balıkçı’nın kitaplarında geçmişin izlerini, bugünün meyvelerini ve gelecekle ilgili hayallerin görüldüğünü paylaştı. Şair, “Onun heyecanlandırıcı, kısa olmalarına rağmen büyük hikayeleri, okuyucuyu kendini daha olgun, yeni, asilleşmiş ve özellikle daha hikmetli hissetmesini sağlıyor” dedi. Habibe Hasan, Emel Balıkçı’nın Kırcaali’ye ve edebiyat hayatına aniden girdiğini, fakat beklenilmiş gibi bir eda yarattığını ifade etti. Müellifin büyük yaratıcı gücüne vurgulayan şair, Emel Balıkçı “Görevli bir melek gibi aramıza geldi. Onun kitapları, hele de “Yürük Laneti” geçmiş ve bugün arasında okuyucularına daha güzel bir yaşam biçimini ve hassasiyetini, zevkini ve mutluluğunu vermek istemesidir. Onun kahramanları fırtınalı zamanlarda kırık Kanatlarıyla uçmayı öğrenenlerdir” dedi.
Emel Balıkçı Selçe ile ilgili birkaç anısını paylaştı. Köyde bulunan Saksağan yerini en çok sevdiğini anlattı. Oradan geçerken yaşlıların kendisini, “Susun, burada Saksağan Camisi var, mezarlık da var” dediklerini hatırladı. Bir gün çam ektikleri Saksağan yerinde bu caminin temellerine ve mezar taşlara rastladığını paylaştı. O, “Ben hep Saksağan’da kimlerin yaşadığını düşündüm. Yürükler, yaşamış işte, ama kim onlar, nereden gelmişler, nasıl bir yaşam sürdürmüşler, nasıl insanlarmış diye sordum kendi kendime ve yaklaşık on yıl önce araştırmaya başladım. Tüm yer adları onlara ait, Rodoplarda köylerin %99’unu onlar kurmuş” dedi. Emel Balıkçı, “Biz tarihimizi Yürüklere borçluyuz ve bu açıdan “Yürük Laneti” kitabı geldi” dedi. Kitapta anlatılan olayların gerçeğe dayandığını açıklandı. Gelecekte Yürüklere başka açıdan, gerçek açısından bakılmasını diledi.
Ardından yazarları selamlamalara geçildi. Belene mağduru Sadullah Hayrullah, Türk kültürünün ancak yazılı eserlerinin gelecek nesillere aktarılabileceğini belirtti ve “Türklük için mücadele edelim” diye seslendi. Türkiye’ye göç etmiş bir genç hanım müellifleri “Sizlerle gurur duyuyorum” sözleriyle tebrik etti. “Buket” Derneğinin Başkanı Sabiha Mestan, “Emel Hanım, verdiğiniz bilgilerle halkımız kendi yolunu bulacak” dedi ve kitap için teşekkür etti.
Sözlü tebriklemelerden başka bol bol türkülü selamlamalar da vardı. Emel Balıkçı’nın da yer aldığı “Buket” Kadın Korosu, “Dostlar” Saz Grubunun eşliğinde otantik Rumeli türküler içeren konser sundular. Ayrıca “Dostlar” grubu sazı ve sözüyle tanıtımda bulunan herkesi selamladılar.
Kokteylle devam eden tanıtımda Kırcaalilerin bazıları imzalı kitap alırken, bazıları tatlı muhabbetlere koyuldular. Bu sırada ”Buket” Korosu ve “Dostlar” grubu Fatma nineye türkü söylettirmeyi başardılar.
Resmiye MÜMÜN
Ziyaretci sayısı: 3297
|